2.03.2014

MMG-ÇEVRE BAKANI İDRİS GÜLLÜCE-YILMAZ PARLAR


BASIN TOPLANTILARI  
MMG Mimar ve Mühendisler Grubu'nun geleneksel toplantısını 2 şubat Pazar 2014 tarhinde Topkapı Eresin Hotel'de yaptı. Yüksek oranda katılımlı MMG  Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’yi dinledi sorular sordu. 

MMG ve Toplantı sponsoru WİLO video gösyerimi sonrasında, Açılış konuşmasında MMG Başkanı Murat Özdemir Bursa’ya Mimar Sinan’ın herhangi bir eseri olmadığını vurgulayarak yapmamak ilerde yıkılması başarı sayılabilecek yapmaktandan iyi olabileceğinin altını çizdi. Şehrib tarihi yapısını dokusunu kültür varlıklarını hiçe sayılarak yapılan çarpık yapılaşmanın karşısında olduklarını ifade etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce sohbet tarzında bir sunum yapacağını söyledi.  Batı hayranlığı için  "Belki Türkiye'nin son 200 yıllık problemi de biraz buradan kaynaklanıyor. Herkes batıya bakmaktan boyun fıtığı olmuş" TOKİ'nin Bursa'da yaptığı inşaatlara değindi ve belediyenin metropolitan planlarına uymadığı için iki kurum arasında yaşanan sorunu değerlendirdi. Bakan Güllüce, "TOKİ'nin ona orada direnmemesi belki hatasıdır. Yaptığı iş yanlış ama illa her yanlışı yapacam diye bir şey de yok" dedi

Yaptığı konuşmalardan " Mektupta, 'biz 2001'den bu yana şunlara şunlara müracaat ettik, bunları engelledik. Fakat 2001'den sonra şunu engelleyemedik, bunu engelleyemedik' diyor. En sonunda da bana, 'İstanbul-İzmir otoyol hattını, çocuklarımın ve torunlarımın, seni iyi anmalarının önüne geçmek istemiyorsan, alnında bir kara leke olmasını istemiyorsan engelle' diyor. Bunlar var mı bu ülkede? Var. Yargı diye bir şey var. Otoyola muhalifse adam, köprüye muhalifse bu insanlar, bunlar da varsa ve çok kolay da sizi yok edebiliyor, karalayabiliyorsa... Bunlar rantçı."  Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili sorunlara için  "Yani o kıytırık dairesini verdikten sonra aynı metrekarede daireye razı olmayı bırak, ikiye de razı olmuyor amca. Peki deprem riski, o pislik, o kötü hal, o çirkinlik var mı? Fikirtepe de bizim en güçlü, en kuvvetli olduğumuz yerdir Anadolu Yakası'nda. Buna rağmen bu problemi yaşıyoruz"  
Çevre ile ilgili olarak "Dinin fanatikliği dahi hoş değildir. Çünkü o zaman başka bir yere gitmiş olursunuz. O fanatiklerin neler yaptığını da görüyoruz. 'Bismillah' diyerek bir başka adamı kesmesini ben anlamakta zorlanıyorum. 'Allahuekber' diyerek bir adam nasıl cinayet işler, anlamakta zorlanıyorum. Dünya Müslümanlarının hali de yüreğimizi yakıyor. Fanatiklik böyle bir şey"  

  "O ülkeler kendilerini geliştirmeyle ilgili hangi projeyi atarsa atsın, eğer öbürleri o ülkenin ilerlemesini, o noktaya sahip olmamasını istiyorsa, hemen bu enstrümanı kullanıyor ve o projeyi engellemeye çalışıyor"  
"Rahmetli Menderes nükleer santralle ilgili talimat vermiş. Ondan sonra gelen bütün hükümetler de 'evet' demişler. Fakat 'yapalım' diye inceden bir ses çıkar çıkmaz, 'nasıl yaparsınız' diye bir ses çıkınca, 'yok canım vazgeçtik' deyip herkes durmuş. Yani hepsi bir kere 'yapalım' demişler. Bu hükümet, 'nasıl yaparsınız' bağırtısına rağmen 'yapacağız' dedi. Tabi çeşitli sorular sormak lazım. Fransızlar bizden daha mı az çevreci. Kanadalılar, Amlanlar, İsviçreliler daha mı az çevreci. Oralarda niye oluyor. Bu bizde niye olmasın. Bir ülke, nükleer santrale ulaşırsa daha sonra da nükleer enerjiyi de bilen, kontrol eden bir ülke olursa, bu ülke hele de Müslüman ülkeyse başka sıkıntılar oluşturur diye mi korkup da karşı çıkıyorsun gibi soruları çoğaltabiliriz."
 "Çevre, Müslümanların öz be öz anasının ak sütü kadar helal, kendi mallarıdır. Kimse Müslümanlara, Türkiye'deki insanlara, ne çevreciliği öğretmeye kalksın, ne de çevrecilik edebiyatı yapsın. 3 bin rakımlı dağ köyünde yaşayan Hatice ablanın bile dünyanın en çevreci, hayvan ve insan haklarına saygılı hali vardır. Köylerde, analarımız, ninelerimiz, 'Oğlum taş atma köpeğe, niye atıyorsun, hayvan hakkı, kul hakkından önce gelir' der mi? Der. Dünyanın anasını ağlatacaksın, nükleer atıklarını getirip, korsan korsan atacaksın, Afrika'yı çöplük haline getireceksin, şunu edeceksin bunu edeceksin... Bize çevreciliği öğretme. Sen 70'lerde bunu öğrenmişsin. Biz Kalu Beladan beri çevreciyiz. Çevreyle ilgili kimsenin bizden daha iddialı olması mümkün değil."

"O Komutan Hazreti Peygamber. Hayvan hakkına bundan daha müşahhas ne gösterebiliriz. Sırtında sürekli kürk olanlar bize kalkıp da hayvan hakkı anlatmasın"  :
"Niye sadece TOKİ'yi söylüyor bu arkadaşlar. TOKİ ile beraber diğerleri diyelim ve isimlerini de söyleyelim. TOKİ demeyelim demiyorum ama nasıl o firmanın ismini söylüyorsanız, diğerlerinin de bizzat isimlerini söylersiniz.''
"Çevre fanatikliği oluştu. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ya da gelişmemiş ülkelerde bazı ülkeler, çevre bilinci, çevre mantığını oranın gelişmesiyle ilgili bir kırbaç olarak kullanıyor. O ülkeler kendilerini geliştirmeyle ilgili hangi projeyi atarsa atsın, eğer öbürleri o ülkenin o noktada o noktaya sahip olmamasını istiyorsa hemen bu enstrümanı kullanıyor ve o projeyi engellemeye çalışıyor" şeklinde konuştu.
WİLO genel Müdürü Ercüment Yalçın'a ve Bakana plaket sunuldu. Plaket sunumuyla konferans son buldu. Plaket içinde Bakan Güllüce kitap verirseniz başkalarıda istifade eder önerisinde bulundu.



yilmazparlar@yahoo.com     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder