EGD CHP BASKANI KILICTAROGLU İFTARDA BULUŞTU
26 Temmuz 2013 tarihli Türkiye gazeteciler Cemiyeti lokalinde buluşan Ekonomi Gazeteciler Derneği gazetecileri ve CHP Başkanı Kemal Kılıçtaroglu gazetecilerin sorularını cevapladı. Moderatörlüğünü EGD Başkanı ve Cem TV Cem medya Grup Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı toplantıda tüm sorular yanıt buldu. Kılıçtaroğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:
- "Türkiye Cumhuriyeti bir sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse oturup o ülkenin dış politikasını
sorgulamanız gerekiyor. Hem oyun kurucuyum diyeceksin hem oyuncak haline geleceksin..."
- "Üçüncü köprü ile ilgili Ülker Grubu'nun almış olduğu arazilerin hesabının sorulması lazım. Sorun Ülker Grubu'nun
almasında değil, sorun Ülker Grubu'na burayla ilgili projenin önceden haber verilmesinde..."
- "Merkez Bankası'nın en büyük zaafı, özgürlüğünü ve özerkliğini kaybetti. Faiz ile ilgili kararı Dolmabahçe'de Başbakan'la görüştükten sonra aldı"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti bir sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse oturup o ülkenin dış politikasını sorgulamanız gerekiyor. Hem oyun kurucuyum diyeceksin hem oyuncak haline geleceksin..."” dedi.
Ekonomi
Gazetecileri Derneği'nin (EGD) iftarında soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu,
TÜPRAŞ'ta yapılan incelemeye ilişkin soruya, bunun olağan bir vergi
denetimi olmadığını ifade ederek, "Bu denetimler objektif olmalı ‘ben
istediğimi denetlerim’ diyerek bu iş yapılmaz. TÜPRAŞ'ta yapılan Sayın
Başbakanın ‘hesabını verecekler’ söyleminden sonra gündeme gelen bir
incelemedir. İş dünyasına gözdağı vermek istiyorsa bu çok vahim” yanıtını
verdi.
Gezi
Parkı olaylarında ölen ve yaralananların suçlusunun bulunmadığını, elinde
karanfille Taksim’e çıkanların hapiste olduğunu, dünyadan bir çok aydın ve
sanatçının hükümeti eleştirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın söylediklerine cevap vermek bile istemediğini belirterek, “ Ona
cevabı psikologlar versin” dedi.
"Şu
bankadan paranız çekin bu bankaya yatırın’ demenin suç olduğunu ancak hiçbir
savcının harekete geçmediğini, “Kredi kartlarını kullanmayın” diyenlerin
ceplerinin kredi kartı ile dolu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kayıt dışı
ekonomiden şikayet edip kredi kartı kullanmayın diyor. Bu ekonomiyi ve
bankacılığı bilmemektir” dedi.
“İran’a
bir davet aldınız mı? Türkiye’nin dış politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?”
şeklindeki soruya ise “İran’la ilgili bir davet aldım ve gideceğim.
Hükümetin komşularla ilişkisi sıfır sorun diye başladı. Şimdi barış içinde
yaşadığımız hiçbir komşumuz yok. İzledikleri politika Türkiye’yi tuzağın içine
soktu. Bu dış politika ile Türkiye’nin yol alacağını sanmıyorum. Bu politika
nedeniyle Türkiye, dünyada ve Ortadoğu’da yalnızlaştı. Bu nasıl
telafi edilir? Çok zor ” diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu,
yerel seçimler ve seçim yasasıyla ilgili soru üzerine, seçim yasasının 12
Eylül’ün ürünü olduğunu belirterek, “Millet kendi vekillerini seçmeli.
Lider sultası sona ersin. Bu sona ererse yasama organı bir liderin iki
dudağı arasında çalışmaz zaten sorunumuz burada. Seçim yasasının değişmesi
lazım” dedi.
“Basın
özgürlüğü kavramını nasıl tanımlarsınız?“ sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu,
şunları kaydetti:
“Basın
özgürlüğü basının rahat çalışacağı ortamı yaratmakla başlar. Basının kendi
yarattığı etik değerlere saygı duyulmalı. Basın çalışanlarının sendikalı olması
lazım. Medya patronlarının kamu ihalelerine girmeleri yasaklanmalı. Bu dört
kuralı uygularsak medyanın özgürlüğünü sağlarız. Medya patronluğu bir kamu
görevidir, devletle ilişkilerinin olmaması lazım. Biz de ne oluyor? Gazeten
varsa devletten ihale alıyorsun yoksa alamıyorsun. Bu doğru bir süreç değil.”
CHP
ve MHP ittifakı söz konusu mu? şeklindeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, “Böyle
bir anlaşma yok. Neden tartışılıyor ben de anlamıyorum. Herhangi bir pazarlık
ve görüşme söz konusu değil biz de gazetelerden hayretle okuyoruz” dedi.
Aile
sigortası dışında güzel projeleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu
projeleri şu an açıklamak istemediğini, gizli tuttuklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu
Türkiye'nin Suriye politikasına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"Suriye
konusunda, Türkiye izlediği politikalar ile hazırlanan bir tuzağa düştü.
Suriye'nin birliğinden bütünlüğünden söz edecekken şimdi Suriye'nin
parçalanmasından söz ediyoruz. İlk kez Suriye'nin kuzeyi lafını kullanan
Başbakandır. Ben kendisini eleştirmiştim. Şimdi Suriye'nin kuzeyini artık
hepimiz konuşuyoruz. Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) yöneticilerinin buraya
getirilmesi, şu veya bu şekilde onlara bir şeyler söylenmesi, akan suyun önüne
barajı koysanız bile o artık durmaz. İzlediğiniz politikanın bedelini size
ödetecekler."
Özgür
Suriye Ordusu ile PYD'nin bir araya gelme ihtimalinin zamanla görüleceğini dile
getiren Kılıçdaroğlu, Türk esirlerden dolayı PYD ile pazarlık yapılmasına
yönelik soruya da "İşin Türkçesi şu, koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir
sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse oturup o ülkenin dış politikasını
sorgulamanız gerekiyor. Hem oyun kurucuyum diyeceksin hem oyuncak haline geleceksin..."
ifadeleriyle yanıt verdi.
Suriye'nin
kuzeyindeki oluşumun tehdit olarak görülüp görülmedi sorusu karşısında
Kılıçdaroğlu "Biz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız ve Türkiye'nin
ve hükümetin bu konuda ortak bir politika izlemesi gerektiğine inanıyoruz"
dedi.
Suriye
konusunda yanlış politika izlendiğini, Suriye'de dünya dengelerinin Türkiye
tarafından iyi okunamadığını savunan Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Siz
dünya dengelerini okumadan Suriye'ye bodoslama girerseniz, Suudi Arabistan'dan
Katar'dan para gelecek, radikal grupları alacağım Türkiye'de eğiteceğim, cebine
para koyacağım, göndereceğim Suriye'ye Esad'ı devirecekler. Hani cuma namazı
kılacaktın Suriye'de ne oldu? İki haftalık ömrü kalmıştı ne oldu? Dengeleri iyi
okumanız gerekiyor. Dışişleri Bakanı, bana şu örneği verebilir misiniz acaba?
Bugüne kadar Türkiye'yi bu kadar dış politikada açmaza sokan başka bir
Dışişleri Bakanı geldi mi? Her alanda açmaz içindeyiz, ayakları yere basmıyor.
Dünyaya nizam vermeye çalışıyor. Bir ara Rusya'yı dize getirecekti... Allah
akıl fikir versin."
Bütün
Ortadoğu'nun Türkiye'ye düşman olduğu değerlendirmesinde bulunan
Kılıçdaroğlu,"Hani biz Ortadoğu'da ağabeylik yapıyorduk, herkes bize
danışıyordu? Şimdi aman ha Türkiye gelmesin noktasına gelindi"diye
konuştu.
Ülker
Grubu ile ilgili sorulan bir soruya Kılıçdaroğlu, "Üçüncü köprü ile ilgili
Ülker Grubu'nun almış olduğu arazilerin hesabının sorulması lazım. Sorun Ülker
Grubu'nun almasında değil, sorun Ülker Grubu'na burayla ilgili projenin önceden
haber verilmesinde" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu
TMSF'yi "Servet Aktarma Kurumu" olarak
nitelendirerek,"İstediğinin mal varlığına el koyuyorsunuz, istediğiniz
kişiye bunu satabiliyorsunuz. TMSF'nin şu anda üstlendiği rol bu... Bu bir
medya kuruluşuda olabilir, sanayi kuruluşu da olabilir, turizm kuruluşu da
olabilir. TMSF'nin de hesapları şu ana kadar sağlıklı denetlenmiş değil"
yorumunu yaptı.
Kemal
Kılıçdaroğlu yerel seçim adayları üzerinde parti olarak çalıştıkları bilgisini
de vererek açıklamak için çok erken olduğunu söyledi.
Gezi
sonrası yeni bir arayış içinde olduklarına da değinen Kılıçdaroğlu "Evet
Gezi olayları sonrası gençliğin sesine kulak vermemiz gerekir. O konuda
ekiplerimiz sadece İstanbul'da değil bütün illerde çalışıyorlar. Onların sesine
kulak vereceğiz. Kadın adayların sayısı ve gençlerin sayısı daha fazla olacak
bu seçimlerde. Başörtülü kişiler de adaylığa başvurabilir yasal bir engel
yok" ifadelerini kullandı.
3
çocuk söylemiyle ilgili Kılıçdaroğlu,"Doğrusu şudur; Her aile iyi bakacağı
sayıda çocuk yapar. İster üç, ister beş, ister bir... Bir başbakanın, bir
ailenin mahremiyet alanına girmesi akıl alacak bir şey değildir"
değerlendirmesinde bulundu.
Ömer
Tuğrul İnançer'in hamileler ile ilgili sözleri hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu,
"Bunu söyleyen kişinin tasavvuf bildiği konusunda bile endişelerimiz var.
Onun en azından bir doktor arkadaşına sorması gerekirdi. Nasıl olur da dünyaya
çocuk getirecek bir kadının sokağa çıkmasını uygun görmüyorsunuz? Hem cennet
anaların ayağı altındadır diyeceksiniz hem de sakın sokağa çıkma hamileyken
diyeceksiniz" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu
Mustafa Sarıgül ve CHP ilişkisinin ne durumda olduğu sorusu karşısında da
"Her gittiğim yerde soruyorlar. Hiç bir ilişkimiz yok. Biz ,ilişkiyi sizden
öğreniyoruz. Sayın Sargül bir belediye başkanı, kendine göre başarılı bir
belediye başkanı. Partimize üye olmak istediği zaman gelir üye olur, biz hiç
bir zaman 'Niye partimize geldin, niye üye oldun diye bir sınırlama da getirmiş
değiliz" yanıtını verdi.
-"Merkez
Bankası özgürlüğünü ve özerkliğini kaybetti"
Merkez
Bankası'nın faiz politikasına ilişkin görüşleri de sorulan Kılıçdaroğlu,
"Merkez Bankası'nın en büyük zaafı, özgürlüğünü ve özerkliğini kaybetti.
Faiz ile ilgili kararı Dolmabahçe'de Başbakanla görüştükten sonra aldı. Bu
Merkez Bankası'nın özerkliğine gölge düşürdü. Artık bütün dünya biliyor ki bu
banka özerk bir banka değil. Siyasi otoritenin beklenti ve arzularına göre
karar veriyor. Faiz lobisine gelince, dünyanın en yüksek faizini veriyorsunuz,
o da gelir. Başbakan reel faiz sıfır olacak demişti. Siz hiç bir iktisat
kitabında böyle birşey duydunuz mu? Ekonomi ayrı şey, ekonomiyi yönetmek
ayrı" diye konuştu
Kılıçdaroğlu,
cemevlerinin ibadethane olmasına ilişkin de, "Kişilerin inancıyla oynamak
ve bunun üzerine yorum yapmak doğru bir şey değil. Başbakan'ın söylediği
'Reyhanlı'da 52 sunni vatandaşımız hayatını kaybetti' cümlesi utanılacak bir
şey... Bu bölücülüktür, yazıktır günahtır. Başbakan olarak niye toplumu
bölüyorsun? Alevilere yönelik CHP'nin politikası kapsamında biz cemevlerinin
ibadethane olmasını istiyoruz. Bununla ilgili kanun teklifimizi iki üç kere
verdik. AK Parti bunu reddetti. İbadetin yeri olmaz.İnsanoğlu nerede ibadet
etmek istiyorsa orada ibadetini yapsın. Cemevinde, camide, medresede, evinde
nerede isterse orada yapsın. İnanç siyasetin konusu değil" diye konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder