Türkiye
Kültür-Sanat ve Eğlence Trendleri Araştırması
29.05.2013
Türkiye’nin ilk ‘kültür-sanat ve eğlence
trendleri araştırması’ tamamlandı!
·
Türkiye’de
kimler, nasıl eğleniyor?
·
Dünyada
ve Türkiye’deki yeni eğlence trendleri neler?
·
Trendleri
kimler belirliyor?
·
Eğlence
hayatının son 10 yıldaki değişimi nasıl?
·
İstanbul’da
hangi semtler revaçta?
·
İstanbul
dışındaki eğlence hayatı nasıl?
KüçükÇiftlik Park’ı bünyesinde barındıran
URU Group tarafından yaptırılan ve Bahçeşehir Üniversitesi Kreatif Endüstriler Merkezi’nin
gerçekleştirdiği, Türkiye’deki eğlence sektörünün ilk “trend” araştırması
tamamlandı. Araştırmanın sonuçları, Türkiye’de
kimlerin, nasıl eğlendiğini, dünyada ve Türkiye’de yeni trendlerin ne olduğunu,
eğlence biçimindeki değişimi, İstanbul’da hangi semtlerin revaçta olduğunu,
İstanbul dışında nasıl bir eğlence hayatı olduğunu gösteriyor.
Araştırmayı gerçekleştiren Bahçeşehir Üniversitesi
İletişim Fakültesi Dekanı ve BAU Kreatif Endüstriler Merkezi Direktörü
Haluk Gürgen’e göre; “Sosyal bilimlerde ‘eğlence’ konusu ne yazık ki son döneme
kadar önemsenmeyen bir araştırma alanıydı. Hatta genelde ciddiye alınmayıp
küçümseniyordu. Dünyada son 10 yıldır daha çok ilgi çekmeye ve toplum açısından
önemi anlaşılmaya başlayan eğlence konusu Türkiye’de ne yazık ki hala ciddiye
alınmıyor. Oysa kültür-sanat ve eğlence, toplumsal bir ihtiyacın sonucu olarak
biçimleniyor ve sağlıklı toplumlar için olmazsa olmaz alanlar olarak görülmek
durumunda. Bilhassa İstanbul’da ve bölgesinin en önemli ülkesi haline gelen
Türkiye’de kültür, sanat ve eğlenceyi anlamak gerekiyor”. URU Group ve BAUKEM
eğlence meselesini ciddiye aldı ve araştırmayı yaptı.
Araştırmanın Sonuçları
Türkiye’de
kimler eğleniyor? Eğlenmek için dışarı çıkan kişiler kimler?
Türkiye’de her sosyo-ekonomik gelir ve statü grubundan,
her etnik, dinsel, bölgesel ve cinsel tercih arka yapısından insan eğleniyor. Özetle;
·
“Jet-Set” tabir edilen ve en
üst gelire sahip kişiler. Bunların kimileri elbette magazin programlarına da
konu olan “celebrity” statüsündeki
insanları da içeriyor.
·
Yine üst gelir grubundan, ancak bu grubun
daha ortalarında yer alan, iş dünyası mensupları. Bu grup, daha “alafranga” / Batılı eğlence tarzlarını
izliyor, küresel tatlara daha açık olan kişilerden oluşuyor.
·
Yine üst gelir grubundan, ancak daha “alaturka” tabir edilecek, daha
yerel-geleneksel denebilecek eğlence tercihlerine sahip olanlar.
·
Üst-orta
sınıfın
çeşitli kademelerinde bulunan, finans-bankacılık gibi sektörlerde ya da medya,
reklamcılık, sanat gibi yaratıcı endüstrilerde çalışan gruplar. Bu kişiler de
küresel tatlara açık ve eğlence trendleri belirlemede oldukça etkili.
·
Orta sınıfta bulunan, gelir düzeyi daha
düşük olmakla birlikte, “bohem-burjuva”
tabir edilen yaşam tarzlarıyla eğlence trendlerini belirlemede etkili gruplar.
Bunlar hem “kentli-burjuva” tarzlara
sahipler ama daha eleştirel bir tavır alarak “bohem” bir duruştalar.
·
Gençler: Dünyada olduğu
gibi Türkiye’de gençlik kategorisi genişledi. Hem öğrenci gençlik, hem de
çalışma hayatına erken katılanlar, genç kategorisini genişleterek
çeşitlendirdi. Vakıf üniversitelerinin artmasıyla da harcama kapasitesi daha
yüksek bir gençlik kesimi daha çok eğlence hayatında katıldı.
·
Muhafazakârlar: Eskiden
varlıkları çok bilinmeyen ya da görmezden gelinenler… İslami duyarlılıkları
yüksek, ama artık dünyeviliğe (sekülerliğe) daha açık, tüketimden kaçmayan ve
modern yaşam tarzlarına yaklaşan gruplar artık daha çok eğlence hayatında yer
alıyor.
·
Kendi eğlence tarzlarını yaratan etnik-dinsel gruplar. Örneğin Kürtler, Aleviler…
Yeni eğlence
trendlerini ve mekanlarını kimler belirliyor?
Bir önceki soruda belirtilen;
·
“Jet-set” gruplar
·
Alafranga
eğlenceyi tercih eden gruplar,
·
Üst-orta sınıftaki
yaratıcı endüstri çalışanları,
·
Bohem burjuvalar
·
Gençler
Dünyada bugünkü
eğlence trendi nedir?
·
Dünyada, sanayi-sonrası dönemde, eğlencede
daha “bireyselleşmiş” tüketim kalıplarının benimsenmiş olduğu, “yaşam tarzı temelindeki
tüketicilik” (lifestyle consumerism)
adı verilebilecek bir yönelime doğru gidildiği ortaya çıkıyor.
·
Popüler ve ana akım tarzlarla birlikte,
farklı yaşam tarzlarına ve müzik tercihlerine yönelik alternatifler artıyor.
İnsanlar kendilerini daha “özel” ve “biricik” hissettikleri mekânlara
yöneliyorlar.
·
“Tema”lar üzerinden kurulan özel deneyimleri
paylaşmak istiyorlar. Aynı zamanda, farklı kültürleri bir araya getiren, daha
küresel ve kozmopolit denebilecek tarzlar ön plana çıkıyor.
·
Dijital dünyanın da öne çıkmasıyla, sanal
gerçeklik ve sosyal medya kullanımının insanları “içeriye” çektiği iddia edilse
de, “deneyim ekonomisini” ve “interaktiviteyi” ön plana çıkaran eğlence mekân
ve formları başarıyı yakalayabilmekte. İnsanlar sanal dünyada haberleşseler
bile, eğlenmek için hala gerçek mekân ve insanlara ihtiyaç duyuyor. Ama eğlence
mekânları da o sanallığı, farklı deneyim hissiyatını ve interaktiviteyi vermeye
çalıştıkları oranda başarılı oluyor…
İstanbul,
dünyadaki trendleri yakalıyor mu? Yoksa kendine özgü bir eğlence modeli mi var?
İstanbul dünya trendlerini izlemekte çok başarılı. Hem
küresel trendleri çok başarılı bir şekilde izliyor, hem de Türkiye ve İstanbul
yerelliği ile çok ilginç ve melez tarzlarda harmanlıyor. Bu anlamda kendine has
bir eğlence modeli var. Ancak belirtilmesi gereken önemli bir nokta, küresel
trendleri çok hızlı izleyen İstanbul’da “yeni” olanın belki de gereğinden çok
abartılması ama bunlardan da çok çabuk sıkılma durumunun yaşanması. “Yeni”
olana çok büyük bir açlığımız var ama bunları çok hızlı tüketiyoruz ve yine çok
hızlı bir şekilde bunlardan vazgeçebiliyoruz. Bu da kalıcı olunmayı
zorlaştırıyor.
Şu sıralar
eğlence anlamında İstanbul’da semt olarak neresi revaçta?
·
Galata-Karaköy-Tünel üçgeni çok ön plana
çıkan bir eğlence aksını oluşturuyor. Son dönemde Karaköy’de çok ilginç,
inovatif ve çekici mekânlar açıldı.
·
Galataport- Salıpazarı projesinin
ilerlemesiyle, Karaköy-Kabataş hattına kadar bu eğilimin yayılması beklenebilir.
Hatta bu nedenle, Dolmabahçe-Maçka hattının Nişantaşı-Teşvikiye’de tarihsel
olarak zaten güçlü olan eğlence odağına bağlanacağını da öngörmek çok zor
değil.
·
Bunların dışında, Anadolu yakasında Kadıköy
Çarşı ile Bağdat Caddesi aksları mevcut.
·
Beyoğlu her zamanki önemini koruyor ve
Talimhane Projesi’nden sonra Tarlabaşı projesi de Beyoğlu’nu çok
genişletecekmiş gibi gözüküyor.
·
İki köprü arasında kalan Boğaz’ın iki
yakasındaki bölümün de şimdikinden daha da ön plana çıkması çok muhtemel…
·
Bakırköy-Florya hattının daha da genişleyip
yayılması mümkün…
·
Sosyo-Ekonomik gelir anlamında daha
“peripheral” yani “çevre” özellikleri gösteren diğer semtlerde çok ilginç ve
yerel mekânlar açılıyor. Lise gençliğine yönelik ve gündüzleri akşama dek açık
dans kulüpleri, türkü barlar gibi oluşumları Gaziosmanpaşa gibi semtlerde
görüyoruz.
·
Nargile kafeler ise hemen her semtte mevcut
ve alkol kullanmayan daha muhafazakâr müşteriye önemli sosyalleşme/ eğlenme
imkânları sunuyor.
İstanbul
dışındaki şehirlerdeki eğlence hayatı nasıl?
Bu araştırma İstanbul dışında, Ankara, İzmir ve Çeşme,
Eskişehir ve Bodrum’da da yürütüldü.
Ankara: Gözlemler ve yapılan
görüşmeler ışığında, Ankara’da kültür-sanat temelli eğlence tüketimini 18-25
arasındaki öğrencilerin yönlendirdiği, sayıları azalmakla birlikte, 25-40 yaş
arasındaki nüfusun ise, öğrencileri takiben, en kayda değer müşteri kitlesi olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
İzmir’de araştırma Konak
(Alsancak), Bornova (Küçük Park), Bayraklı ve Çeşme (Alaçatı) bölgelerinde
yürütülmüştür. Belirtilen bölgelerin genel özelliklerine göre ayrıştırıldığında
Alsancak bölgesinde barlar yoğunluktadır. Barlar haftanın belli günlerinde
düşük kapasiteli konserler düzenleyebilmektedir. İzmir’in İstanbul’dan ayrışan
en önemli özelliği İstanbul’daki haftanın her günü eğlence anlayışının
olmayışı. Alsancak, Küçük Park ve Bayraklı’da yer alan mekanların çoğu sadece ya
belli günler ya da konserlerde açık. Yaz sezonunda ise Küçük Park’taki konser
mekanları kapalı, Çeşme Alaçatı’da ise sadece yaz sezonu aktifler.
Eskişehir’in sosyal hayatı ve eğlence
kültürü temelde öğrencilerin beğenileri ve tüketim kapasiteleri ile belirlenmektedir.
Ancak kentin daha ana akım zevklere (Türkçe pop-fantezi ve alaturka müzik gibi)
sahip paralı eşrafı ve kentteki iki üniversitede çalışan akademisyenler gibi
eğitimli beyaz yakalılar da etkilidir. Kentin eğlence hayatı çok yönlüdür. Her
sene kentte bir Blues Festivali düzenlenmektedir. Türkçe pop, arabesk, yabancı
ve yerli alternatif rock, heavy metal, jazz, blues ve reggae gibi birbirinden
çok farklı türlerde performanslar müşteri çekmektedir. Ancak kentte türkü
barlar dışında jazz, metal veya reggae gibi alanlarda niş mekânlar
bulunmamaktadır. Bu tarz niş mekânlar kentin sosyo-ekonomik olarak daha fazla
gelişmesi ile (hızlı trenle İstanbul’a bağlanması, özel üniversitelerin
açılması gibi) mümkün olabilir.
Bodrum: Genel anlamda eğlence
sektörünün, özelde de Bodrum ve Göltürkbükü muhitlerindeki işletmelerin
gidişatına yönelik tahminler oldukça olumlu. Mevsimsel ve kısmi dalgalanmaların
dışında, sektörün varlığını daha da büyüyerek devam ettirmesi bekleniyor.
Kişisel ilişkiler önemli. Müesseselerin marka değeri olduğu gibi, başındaki
kişilerin de kendi marka değerlerinden bahsedilebilir.
Genel: Diğer kentlerde
işletmecilerin yaşadığı genel ikilem, “hızlı ve çok para kazanmak” ve “kalıcı
olmak” olarak ortaya çıkmaktadır. Amaç olarak bunlardan ilkini benimsemiş
olanlar, müşteri kitlesinin isteklerini ve tercihlerini en ön planda tutarak,
değişime sürekli olarak ayak uydurmak üzerinden strateji geliştirmekte.
Son 10
yılda, eğlence için dışarı çıkanların profili değişti mi?
·
Evet. Sosyo-ekonomik konum, gelir
düzeyi, statü, etnik-dinsel-yaşam tarzı farkları ile tüketici grupları giderek
daha çok çeşitlendi. Farklı arka planlara sahip insanlar daha çok eğlence
mekânlarında bir araya gelmeye başladı. Bu anlamıyla eskiden kutupsallaşma
varken şimdi sosyal kaynaşma daha çok gözlemlenebiliyor.
·
Ekonomik farklar önemli bir
ayrım noktası olmaya devam ediyor. Bilet fiyatları, giriş ücretleri ya da
eğlence mekanlarının kapısındaki güvenlik görevlilerinin “seçici” tavrı
–elbette ki pek çok durumda “ticari” ya da “sosyal” anlamda gerekli olabilmekle
birlikte- kimi grupları dışarıda bırakabiliyor.
·
Kadınların, gençlerin ve
muhafazakârların daha sık ve daha çok özgüvenle eğlence hayatına girmeleri de
en önemli dönüşümler arasında sayılıyor.
Yaş
sınırlamaları eğlence sektörünü nasıl etkiledi? (Türkiye’de alkol satışı 24 yaş
sınırında – Mekân girişi 18 yaş sınırında)
Eğlence sektörü işletmecileri,
dünyada da uygulanan kimi standartların gelmesine doğrudan tepkili değil.
Bilhassa AB uyum sürecinde benimsenen kimi değişiklikler zaten Avrupa
ülkelerinde uygulanmaktaydı. Bu anlamda küresel kuralların uygulanması yararlı da
olabiliyor. Örneğin daha önce kapalı mekânlarda sigara dumanından ötürü
bulunmak istemeyen gruplar gece hayatına daha çok çıkabiliyorlar. Gürültü
kirliliği düzenlemesi de olumlu karşılanıyor. “Güvenli” ortamlarda bulunulması
kadınları da daha çok dışarı çıkmaya itebiliyor.
Ancak alkole dair düzenlemeler, AB ve küresel
standartların çok seçici ve katı uygulanmasıyla hayata geçiyor. Bilhassa 24 yaş
kuralının çok katı olduğu ve dünyada benzeri olmadığı söylenebilir… Genelde
alkole karşı ön yargılı bir tavrın geliştiği ve bunun da eğlence sektörüne
katılımı düşürdüğü net olarak ortaya çıkıyor.
BİLGİ:
Araştırmanın
yöntemi:
Araştırma kapsamında niteliksel (qualitative) yöntemler kullanılarak
kültür-sanat ve eğlence sektöründeki yeni trendlerin belirlenmesi hedeflenmiştir.
Bu araştırma iki ayrı modülde gerçekleştirilmiştir.
Birinci
modülde;
dünyadaki ve Türkiye’deki kültür-sanat ve eğlence ekonomisi ile eğilimleri ve
gelecekteki muhtemel yönelimlerine dair öngörüler, kaynaklarda yapılacak bir
tarama ile derlenmiş ve analiz edilmiştir. Birinci modülde, dünyada ve
Türkiye’de eğlencenin ekonomik ve sosyo-kültürel altyapısı ortaya çıkarılmış,
geleceğe dair tahminlerde bulunulmuştur. Türkiye’nin özellikle eğlence alanında
küresel eğilimlere çok açık bir ülke olması, bu modülü diğer aşamalar için
vazgeçilmez kılmıştır. 2003-2013 arası basın taraması yapılmış ve çok sayıda
bilimsel kitap ve makaleden yararlanılmıştır.
İkinci
modülde;
Türkiye’deki sektör önderlerinin beklenti ve vizyon analizi yapılmıştır. Türkiye’de kültür-sanat ve eğlence sektöründe söz
sahibi kişiler toplumdaki etkin konumlarıyla sektörün yönünü doğrudan
belirleyebilmektedir. Bu bölümün amacı sektör önderlerinin kültür-sanat ve
eğlence sektöründeki yeni trendlerin neler olduğunu, hangi kriterlerle yeni girişimleri/ürünleri
değerlendirdiğini tespit etmek, sektörden neler beklediklerini ortaya koymak ve
hangi iletişim kanallarının bu gruba ulaşmada etkili olduğunu belirlemektir. Bu
modülde:
a)
Kültür, sanat ve eğlence sektöründe etkinlik
gösteren işletmeciler
b)
Bu sektörü hem tüketici hem de üretici
açılarından biçimlendirmekte önemli rol oynayan medya mensupları, köşe
yazarları
c)
Bu konu hakkında bilimsel araştırma üreten
bilim insanları
ile yarı yapılandırılmış
derinlemesine mülakat (Semi structured
in-depth interviewing) yöntemi kullanılarak görüşülmüştür. Bilimsel
sonuçlar uluslararası ve YÖK’ün belirlediği ulusal bilimsel nesnellik ve etik
kriterleri temel alınarak değerlendirilmiştir.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder