15. Isınma Kurultayı
Küresel Sağlık ve İklim Değişikliği
COVID-19 den İklim adalet ve sağlıklı ve yeşil kurtarmaya
odaklanarak amacı, hükümetleri, işletmeleri, kurumları ve finansal aktörleri
yeşil, sağlıklı ve dirençli bir iyileşme sağlamaya yaptığı çağrıyla farkındalık
yaratmak olan Küresel anlaşmaların ışığında Başkanlığını Celal Toprak’ın
yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneğinin (EGD)
Isınma kurultayı İzmir Belediye destekleriyle gerçekleşti.
Kurultayın kapsayıcı teması
doğrultusunda, sağlıklı ve yeşil iyileşme ile
ilişkin oturumları içerdi. Doğa, gıda sistemleri, sürdürülebilir altyapı, temiz
enerji, şehirler ve kirliliğin durdurulması akıllı
tarım ve sürdürülebilir gıda sistemleri, eğitim ve sivil toplum
katılımıyla, doğa temelli çözümler ve diğerleri işlendi.
COVID-19 toplumlarımızı alt üst
etti ve toplumlarımızın sağlığı ve direnci üzerindeki yıkıcı etkileri, yıkıcı
borçlar, sürdürülebilir kalkınmada bir yavaşlama ve iklim gibi diğer sağlık
tehditlerine karşı artan kırılganlık da dahil olmak üzere zor kapanır yaralar
açtı.
İklim değişikliğinin küresel
sağlık tedavisi, küresel işbirliğini, artan finansmanı ve çözümlerin adil
paylaşımı gerektirir. İklim değişikliğinin ana itici gücü olan fosil yakıtların
yanması, insanların ölüme neden olan dış hava kirliliğine maruz kalmasına da
katkıda bulunuyor.
İnsan refahı ve ekonomiler için
toplam maliyet çok büyük. Tek başına hava kirliliği, her yıl ilgili
örgütlerin verdiği rakamlara göre küresel olarak tahminen 5,11 trilyon dolara
mal oluyor. En yüksek sera gazı emisyonlarına sahip 15 ülkede, hava
kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerinin GSYİH'lerinin %4'ünden fazlasına mal
olduğu tahmin ediliyor.
Bilim adamlarına göre, insanlığın iklim değişikliğini
tamamen önleyebilmesi pek mümkün değil. Bununla birlikte, uluslararası toplum,
geri dönüşü olmayan çevresel sonuçlardan kaçınmak için sıcaklıktaki artışı
kontrol altına alabilmektedir. Bunun için sera gazı emisyonlarını sınırlamak,
alternatif enerji geliştirmek ve ısınmadan kaynaklanan riskleri azaltmak için
bir strateji geliştirmek gerekiyor. iklim değişikliği ve bu olgunun
sonuçlarıyla mücadelede hepimize sorumluluk düşüyor.
Medyaya düşen görevi ifa eden
EGD mükemmel bir kurultay programı gerçekleştirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi,
iklim değişikliği nedeniyle gelecekte olabilecek kuraklığa karşı vatandaşları
bilgilendirmek ve tarımda doğru yöntemleri uygulamalı olarak anlatmak amacıyla
kurulan Sasalı Doğal Yaşam Parkı’nın içinde 15 bin metrekarelik alanda yer alan
Sasalı İklime Duyarlı Tarım Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Gazetecilere
tanıtıldı.
Yetkililerin verdiği bilgiler
göre; Enstitü “Doğa Esaslı Çözümler” projesi için 2 milyon 300 bin Avro Avrupa Birliği’nden
alınan hibe ve geri kalan kendi
bütçeleriyle oluşturuldu.
Sasalı İklime Duyarlı Tarım
Eğitim ve Araştırma Enstitüsünde topraksız tarım ve dikey tarım uygulamaları
anlatıldı.
İzmir turizmi atağa
geçirecek Başkan yardımcıcının sunumundan sonra Başkan Tunç Soyer’in bizzat
sınduğu Cittaslow anlatıldı.
Seferihisar 2009 yılında
küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına karşı çıkan Cittaslow hareketine
katılıyor. 28 ülkede 182 üyesi olan bu birliğe üye olan kentler belirlenen
kriterler çerçevesinde projeler geliştirmek ve uygulamak zorunda. Seferihisar
küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına ve özelliklerini yok etmesine karşı
çıkan birliğin belirlediği kriterlerleri yerine getirerek Türkiye’nin ilk
Cittaslow’u oluyor.
“Cittaslow Metropol
sadece kentin fiziksel yapısını değiştirmeyi değil topluma da dokunmayı içeren
uzun bir yolculuk” diyen Başkan Tunç Soyer’den İzmir’in de dünyanın ilk Cittaslow Metropol” (sakin
şehir) metropolü olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
30 ülkeden 276
kentin belediye başkanının katılımıyla Cittaslow 2021 Genel Kurulun çevrim içi yapıldığını. Covid-19 salgını
yaşam tarzımızın ve kentlerimizin artık değişmesi gerektiğini çok net bir
şekilde gösterdiğini, kendi kendine yeten, üreten, insan ilişkilerinin ön
planda olduğu Cittaslow felsefesinin kentlerdeki bu değişimin odağında
olacağına inandığını belirtdi.
Başkan Tunç
Soyer “İzmir bir yılı aşkın bir süredir sivil toplum temsilcileri,
akademisyenler, uzmanlar ve kanaat önderleri ile İzmir'de başlayacak ve bütün
dünyada uygulanabilecek bir büyükşehir yönetim modeli oluşturmak için Cittaslow
Metropol projesi üzerinde çalışıyor. Proje kapsamında dünyadaki kent ve iyi
yaşam perspektifleri analiz edilerek “yavaş yaşam” felsefesiyle bir araya
getirildi. Cittaslow Metropol kent modeli insan odaklı, kentin değerlerini
koruyan, sürdürülebilir, yüksek yaşam kalitesini hedefliyor. Cittaslow Metropol
modelinin “Toplum”, “Kentsel direnç”, “Herkes için Gıda”, “İyi Yönetişim”,
“Hareketlilik” ve “Cittaslow Mahalleleri” olmak üzere 6 ana teması var”şeklinde
özet sunum yaptı.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder