9.19.2017

TÜRKİYE BEYAZ EŞYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (TÜRKBESD) -YILMAZ PARLAR


BASIN TOPLANTILARI  

 


Türkiye’nin en önde gelen firmalarını bünyesinde barındıran ve dünyanın en büyük ikinci üreticisi olan beyaz eşya sektörünü temsil eden Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) sektördeki 2017 yılına dair gelişmeleri düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Yılın ilk yarısında önemli bir büyüme yakalandığını ancak ikinci yarıda bir durgunluk beklendiğini belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Güler "2017’nin ilk 8 ayında 4 beyaz eşyanın (buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, fırın) iç satışlarında %18,2 büyüme gerçekleşmiştir. Özellikle 2. çeyrekte duyurulan ÖTV indirimi ile piyasa fevkalade canlanmıştır" dedi.

ÖTV teşviki ile gelen iç satışlar büyümenin lokomotifi oldu…

Büyüklük olarak 30 milyon TL’lik bir sektör olan beyaz eşya sektörünün cirosunun %75'inin ihracat kaynaklı olduğu ve dünyada 100’ü aşkın ülkeye çoğunluğu AB pazarı olmak üzere ihracat yapıldığını vurgulayan Güler "İstihdam sayısı ise 60.000 kişi ancak biz hep şunu söylüyoruz ekosistemi en geniş sektör biziz. Bizim 500 tane KOBİ büyüklüğünde yan sanayimiz var, yine 15.000 tane perakende satış noktamız, 3500 tane satış sonrası hizmet yerine getiren servisler var. Dolayısıyla istihdamda 600.000 kişi civarında çok büyük bir rakamdan söz ediyoruz." dedi.

Çin’den sonra üretim kapasitesi olarak dünyada en büyük ikinci beyaz eşya sektörü olduklarını söyleyen Güler "Böylelikle Avrupa birliğindeki pek çok büyük ülkeyi geride bırakmış oluyoruz. Sektörümüzün büyüklüğü sadece üretim kapasitesinden meydana gelmiyor; ARGE, patent, uluslararası marka yönetimi, tedarik zinciri yönetimi anlamında da Türkiye ortalamasının üzerindeyiz. Dünyada ilk üçe her daim giriyoruz" dedi.

3 Şubat'ta üç ayla sınırlı olarak başlayan ÖTV teşviği, Nisan ayında bir sonraki üç ay için uzatıldı. Sn. Güler "Bu destek gelmeseydi, aylık ortalama 550.000 satan sektör 450.000'e doğru gidiyordu. Çok sıkı daralma vardı. Teşvik gelirse 600.000 adet satacağımızı düşünüyorduk. Mart'ta 734.000 adetle tarihi rekoru kırdık. Ağustos ayında 720.000 adet satış oldu. Dolayısıyla ÖTV teşvikinin son derece faydalı olduğunu görüyoruz. Söz verdiğimiz satış adetlerini fazlasıyla yerine getirdik. Büyümenin ilk sekiz ayda % 9,2 olduğunu görüyoruz. Bunun büyük bir kısmı iç piyasadan geliyor. İç satışların büyüme oranı ilk sekiz ayda %18,2’dir." şeklinde açıklamada bulundu.

Türkiye’de satılan beyaz eşyanın %95’inin Türkiye’de üretildiğini söyleyen Güler, Türk sanayisine yapılan katkının Sanayi Üretim Endeksi rakamlarıyla gözler önüne serildiğini belirtti. Sn. Güler "2016’nın üçüncü çeyreğinde 123 olan sanayi üretim endeksi 2017’nin ikinci çeyreğinde 133'e gelmiş durumda. Bu duruma en fazla katkıda bulunan beyaz eşya sektörüdür. Dayanıklı tüketim malları sanayi endeksi aynı dönemler için 117'den 135'e gelerek toplam sanayi üretim endeksinden yüksek seyretmiştir. Burada satılan her bir ürün Türkiye'de istihdama etki ediyor. İhracata da etki ediyor çünkü tam kapasite çalışılıyor ve birim başına düşen sabit maliyet azalıyor." diyerek sözlerine devam etti.

 


İhracat artış hızında yavaşlama görüldü…

Sn Güler "İlk sekiz aylık dönemde ihracat %5,6 büyüdü. Aslında, ihracat bu sene biraz daha yavaş gidiyor. Bu, Avrupa'daki perakende satışların düşmesinden kaynaklanıyor. Malum bizim ihracat pazarımız çoğunlukla AB. Oradaki talep daralması ister istemez ihracatımızı etkiliyor. Saygın bir danışmanlık kuruluşu ile yaptığımız ve yakında kamuoyuna açıklayacağımız çalışmada da AB’de beyaz eşya ithalatının fiyattan bağımsız olarak miktar bazında düştüğü doğrulanıyor. Tabi ihracat rakamları artış göstermekte ve ihracatta büyüme yaşanmakta ancak bu daha önceki yıllarda görmeye alışık olduğumuz %8-9’luk büyüme rakamları seviyesinde değil. Yeni pazar arayışı TÜRKBESD üyeleri için hep gündemdedir. Gerek üretim yatırımları gerekse marka yatırımları, marka satın almaları yoluyla da pazarı çeşitlendirme çalışmaları devam ediyor. Çin ve Avustralya dahil 100’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Son zamanlarda daha çok Asya-Pasifik bölgesine ağırlık verildiğini görüyoruz" dedi.


Teknolojik sıçrama yapılabilmesi için devlet desteği gerekli…

Beyaz eşya sektörünün uluslararası rekabetçiliğinin bir sonucu olarak enerji verimli ürünler ürettiği, bu konuda büyük ARGE yatırımları yapıldığı belirtilerek, enerji verimliliğinin cari açığın kapatılmasında ne denli etkili olduğu örneklendirilmiştir. Sn. Güler "Burada en önemli etkilerden birisi de Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisi olan cari açığının kapatılmasıdır. Çok net bir hesap var. Bir gecede Türkiye’deki hanelerin hepsinde eski buzdolaplarını A+ enerji verimli buzdolapları ile değiştirsek Türkiye o ürünün ömrü boyu boyunca bir Keban barajı kazanıyor. A++ ürün koyacak olursak Türkiye bir Atatürk barajı kazanıyor. Cari açığın en büyük kalemi olan enerji ithalatının azaltılması açısından bu çok önemlidir. Enerji verimliliği düşük ürünlerin yenileri ile değiştirilmesi için hükümetimiz inisiyatif kullanmalıdır." dedi.

Sn. Güler ayrıca "Çin maliyet avantajını teknolojik avantaja dönüştürmektedir. Çin’li sanayiciler kendi devletinin desteği ile Avrupa’daki dev robotik firmalarını satın alma, teknoloji devleri ile şirket birleşmeleri yapma sürecindedir. Kısa süre sonra Çin, know-how ve teknoloji olarak da piyasayı domine edecektir. Türkiye mevcut teşvik yapısıyla en iyi ihtimalle mevcut yerini koruyabilir. Sanayide sıçrama yapılabilmesi için devletimizin elindeki kıt kaynakların stratejik yatırımlar için kullanılması gerekmektedir. Böylece orta vadede yan sanayi dalları ile birlikte top yekün bir kalkınma yaşanacaktır. Başlangıçta süreçler sanayi ile birlikte kurgulanırsa başarı kaçınılmazdır." şeklinde açıklamalarda bulundu.

Sn. Özkadı konuyla ilgili olarak, "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ara malında ithalata bağımlılığın azaltılması konusunda birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmadan çıkacak sonuçların ülke ekonomisine faydalı olabilmesi için sektörün ortaya koyduğu çözüm önerilerinin dikkatle dinlenmesi gereklidir" dedi. Böylece, devlet desteklerinin stratejik olarak kullanılacağını ve ekonomik sonuçların kendi kendine kalkınan bir ekosistem yaratabileceğini vurguladı. Özkadı "Temelde inovatif sektörlerin stratejik ve yoğun olarak desteklenmesi, zaten halihazırda teknolojik yatırım ve araştırma yapma kabiliyeti olan bu sektörler tarafından hızlıca ekonomik faydaya dönüştürülecek ve bu dönüşüm yan ve ilave sektörleri de kısa sürede besleyecektir. Devletimizin, katma değeri yüksek ürün üreten yerli sanayicilerle öncelikli olarak stratejik işbirliği yapması ülkemizin toplam faydasınadır. Beyaz eşya sektörü stratejik sektör adaylarından bir tanesidir." diyerek sözlerini sürdürdü.

 


Beyaz eşya sektörü, yerli çelik sac sektörünün kısıtları ile ithalatta gümrük vergileri arasına sıkışmıştır…

TÜRKBESD Başkanı Ergün Güler, birçok kereler gerek basın toplantılarıyla gerekse Bakanlıklar nezdinde dile getirdikleri "yassı ve paslanmaz çelik vergi" konusuna dikkat çekerek, her iki hammaddenin de Beyaz Eşya sanayinin en önemli girdilerinden biri olduğunu belirtti. Bu bağlamda "yassı ve paslanmaz çelikteki gelişmeleri TÜRKBESD ve sektör olarak yakından takip ediyoruz" diye konuştu.

TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı "Türkiye’de kaliteli çelik sac ürünleri bulunmakla birlikte, üretim hatlarının talep esnekliğine göre değiştirilmesinin çok maliyetli olması ve talep eden sektör olarak biz bu maliyete katlanmak zorunda kalıyoruz. Bu ekonominin gerçeklerine uygun olmadığı için de, Türk beyaz eşya sektörü olarak ihtiyaç duyduğumuz teknik spesifikasyonlarda ve kalitede ve de uzun vadeli öngörülebilir fiyatlar ile yassı çelik ve paslanmaz çelik ithalatı yapma gereği duyuyoruz." şeklinde konuştu. Bu durumun sanayi üretiminin doğal bir sonucu olduğu, üretim hatlarının birçok sanayi dalı için kolay değiştirilebilir olmadığı da ifade edilmiştir. Sn. Kara "bu haliyle sektör ya fire maliyetlerine ya da yüksek gümrük vergilerine ve ilave mali yükümlülük baskısına katlanmak zorunda kalmaktadır." dedi.

Sn. Özkadı, ithal edilen sıcak/soğuk sac ve paslanmaz çelikte %9-15 vergi olduğunu ve bu durumun beyaz eşya firmaları Uzakdoğulu rakipleri karşısında ciddi bir haksız rekabete uğramakta olduğunu vurgulayarak "Uzakdoğulu beyaz eşya üreticileri, Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ithalatlarında çamaşır makinesi için %1,1, buzdolabı için %0,2-0,4% ve bulaşık makinesi için %0,4 gümrük vergisi ödemektedirler. Türkiye ile Güney Kore arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) düşünüldüğünde bu kapsamda söz konusu vergiler birkaç yıl içinde sıfırlanacak ve Güney Koreli üreticiler gümrük vergisi ödemeden Türkiye’ye beyaz eşya ithal edebileceklerdir" diye konuştu.

Sn. Güler "ÖTV teşviği ile yakalanan olumlu üretim dalgasının, sektörün maliyet artışlarını ötelemiş olmasının yarattığı baskı ve ihraç pazarlardaki iç talep daralması sebebiyle bir durgunluğa girmesinin beklendiğini" ifade etmiştir. Ancak, Sn. Güler tarafından, cari açığın en büyük kalemi olan enerji ithalatının azaltılmasını sağlamak üzere, enerji verimliliği yüksek olan beyaz eşya ürünlerinin halihazırda hanelerde bulunan eski beyaz eşyalarla değiştirilmesi konusunda bir teşvik mekanizması üzerinde çalıştıkları, bu konunun ilgili makamlara arz edileceği belirtilmiştir. Ayrıca, Sn. Güler "Yeni nesil diyebileceğimiz teşvik mekanizması ile Türkiye’nin en büyük cari açık kalemi olan enerji ithalatının teşvik tedbirleri ile azaltılmasını, hem hane halkının bütçesine hem de devletin bütçesine pozitif katkı sağlanmasını ve böylelikle toplam refahın yükseltilmesini hedefliyoruz" açıklamasında bulunarak ve basın mensuplarına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederek sözlerine son verdi.

 

 

 
 
 
 


 

 


SEKTÖREL VERİLER

Toplam İstihdam 60 Bin Doğrudan
600 Bin Dolaylı

Toplam Üretim (6 Ana Ürün) 26 Milyon Adet
Toplam İhracat (6 Ana Ürün) 19,5 Milyon Adet
Toplam Ciro 30 Milyar TL

İhracat: %75




İç Piyasa: %25

Bayi Sayısı 15 Bin Adet
Servis Sayısı 3500 Adet
Yan Sanayi Firma Sayısı 500 Adet



yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder