7.21.2012

20 TEMMUZ 1974 MUTLU BARIŞ HAREKATI’NIN 38. YILDÖNÜMÜ İSTANBULDA COŞKUYLA KUTLANDI-YILMAZ PARLAR



20 TEMMUZ 1974 MUTLU BARIŞ HAREKATI’NIN 38. YILDÖNÜMÜ İSTANBULDA COŞKUYLA KUTLANDI

TAKSİM MEYDANINDAKİ KUTLAMALAR

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde İstanbul’da düzenlenen etkinlikler saat 11.00’de Taksim Meydanı Atatürk Anıtı’ndaki tören ile başladı. KKTC İstanbul Başkonsolosu Sayın Servet Dorak başta olmak üzere Başkonsolosluk personeli, İstanbul’da faaliyet gösteren çeşitli Derneklerin temsilcileri, Kıbrıs Gazileri ve sivil halkın yoğun ilgi gösterdiği törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Atatürk Anıtı’na çelenkler sunuldu. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da tören esnasında Taksim Meydanı’nda bulunan 2 adet ışıklı ekranda KKTC ve TC Bayrakları “ 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın 38. Yıldönümü” alt yazısı ile görüntülendi. Tören, KKTC İstanbul Başkonsolosu Sayın Dorak tarafından yapılan konuşma ile sona erdi.

KKTC İstanbul Başkonsolosu Sayın Dorak’ın törende yaptığı konuşma:
Kahraman Kıbrıs Türk Mücahidi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’yle el ve gönül birliğiyle omuz omuza savaşarak, canları ve kanları pahasına gerçekleştirdikleri 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 38. Yıldönümünü her geçen yıl daha da büyük bir coşku ve gururla kutlamaktayız.
Kıbrıs Türk Halkı en zor günlerinde bile hiçbir zaman umudunu kaybetmemiş, muhtaç ve çaresiz olmamış, esaret ve zulme asla boyun eğmemiştir. Anavatan Türkiye’ye olan inancı ve bağlılığıyla özgürlük mücadelesini sürdürmüş ve 1974 Mutlu Barış Harekatı ile özgürlüğüne kavuşmuştur.
Kıbrıs Türk halkı yarım asra yakın bir süredir Ada’da iki halkın eşit haklarına dayalı adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşılması için yapıcı ve iyi niyetli yaklaşımını sürdürmektedir. Her iki halkın da kabul edebileceği kapsamlı ve adil bir anlaşma için BM gözetiminde bugüne kadar devam eden müzakereler Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumu yüzünden olumlu bir sonuca ulaşamamıştır. Ancak tüm taraflarca bilinmelidir ki, iyi niyetli çabalarımız sınırsız değildir ve suistimale açık olamaz. Kıbrıs Türk’ü “Her ne pahasına olursa olsun” şeklindeki bir anlaşma anlayışına sahip değildir. Özgürlüğümüzün bedeli çok ağır ödenmiştir. Kıbrıs Türkü’nü eski günlere götürecek, bir başka deyişle, Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, siyasi eşitliğini, sulandırılmamış iki kesimliliği ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamını sağlamayacak bir anlaşmaya imza atılamayacağı tüm taraflarca iyi bilinmelidir.
Bilindiği üzere, Kıbrıs Rum tarafı sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında ve adanın tümünü temsil ettiği iddiasıyla Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını 1 Temmuz 2012 tarihi itibarıyla devralmıştır. Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tek yanlı olarak Avrupa Birliği’ne alınmasıyla yapılan hatalar zincirine yeni bir halka daha eklenmiştir. Bu durum ayrıca, Kıbrıs sorununa



yerleşmiş BM parametreleri zemininde çözüm bulunması amacıyla devam etmekte olan müzakere sürecini de durma noktasına getirmiştir.
Müzakerelerin önünün açılabilmesi için Rum tarafı AB üyeliğinin verdiği avantajı kullanarak Türk tarafı üzerinde baskı kurabileceği ve böylece tek tarafı ödünler koparabileceği yönündeki nafile beklentisinden vazgeçmelidir. Anavatan Türkiye, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması için her zaman destek vermiş, Annan Planı döneminde olduğu gibi içinde bulunduğumuz dönemde de Kıbrıs Türk halkını bu konuda cesaretlendirmiş, Sayın Cumhurbaşkanımıza müzakere sürecinde verdiği aktif destekle adada adil ve kalıcı bir çözümden yana olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Esasen devam eden müzakere süreci içerisinde de, kimin samimi ve yapıcı, kimin uzlaşmaz ve oyalama taktikleri içerisinde olduğu, başta BM olmak üzere, ilgili tüm taraflarca bilinmektedir.
Uluslararası camiadan beklentimiz, Rum tarafını uzlaşmaz tutumunu değiştirmeye yöneltecek adımların bir an önce atılması ve Kıbrıs Türk Halkına verilen sözlerin daha fazla geciktirilmeden tutulmasıdır.
Türk tarafının tüm çabalarına rağmen müzakere süreci çökerse, ortaya çıkacak yeni konjonktür neticesinde Kıbrıslı Türkler, her koşulda geleceğe umutla bakacak ve tarihin tüm evrelerinde olduğu gibi, Anavatan’dan aldıkları manevi destekle kendi ayakları üzerinde gururla durabilen, Büyük Önder Atatürk’ün ilkeleri ışığında daha çağdaş, daha demokratik ve daha refah bir toplum olma mücadelesini sürdüreceklerdir. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Liderliği Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı haksız ambargoların kaldırılması için önümüzdeki dönemde yoğun bir çaba içerisine girmekte kararlıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu olarak 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramının 38. Yıldönümünü coşkuyla kutladığımız ve mübarek Ramazan ayının da ilk gününe denk gelen bu önemli günde, güçlü ve azimli halkımızın aydınlık geleceğe umutla bakmasında her zaman en büyük desteği aldığımız Türkiye Cumhuriyeti’ne, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine, Kıbrıs Türk Mücahidine ve Gazilerimize sonsuz saygı ve minnetlerimizi sunar; vatan toprağını asil kanıyla sulamış, canlarını bu kutsal amaç uğruna gözlerini kırpmadan feda etmiş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜNE BAYRAKLARIN ASILMASI
20 Temmuz etkinlikleri çerçevesinde her yıl olduğu gibi bu yıl da Boğaziçi Köprüsü’ne 19-21 Temmuz 2012 tarihleri arasında 3 gün süreyle dev KKTC ve TC bayrakları asıldı.

yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder