6.18.2012

MMG-EPDK-YILMAZ PARLAR



"TÜRKİYE’NİN ENERJİ VİZYONU"

Kısa Adı MMG olan Mimar ve Mühendisler Grubu 17 Haziran 2012 tarihinde Eresin Barcelo Topkapı Oteli’nde "Türkiye’nin Enerji Vizyonu" konulu konferans düzenledi. EPDK Başkanı Hasan Köktaş konferans konuğu oldu.
MMG Genel Başkanı Avni Çebi’nin yaptığı Açılış konuşmasında” MMG olarak gerçekleştirilen çalışmaların sürdürülebilir olmasına özen göstermekteyiz.
Değişik şehirlerden şubeleşme adına birçok teveccühün olmaktadır. Buda bizi memnun etmektedir. Amacımız büyükşehir konseptinde olan tüm şehirlerde şubeleşerek büyümektir. Enerjinin yalnızca dağıtım şebekesinden evlere getirmek değil, enerji kavramı aynı zamanda çevre de demektir”. Kyoto Anlaşmaları ile beraber çevreye salınan karbon emisyonlarının ölçüldüğüne dikkat çeken Avni Çebi, “Önemli olan enerjiyi sürdürülebilir bir şekilde, güvenliğini sağlayarak, verimli ve ekonomik olarak kullanıcıya ulaştırmaktır. Bunun için de dünyada kamuoyunu aydınlatmak, sektörü regüle etmek, piyasada oyuncuların dengeli bir şekilde konumlanmasını sağlamak üzere de regülasyon kurumları olan düzenleyici kurumlar oluşturulmuş durumda. Türkiye’nin enerjisi maalesef çoğunlukla dışa bağımlı. Özellikle doğalgaz ağırlıklı bir enerji bağımlılığımız var. Ama doğalgazı konuşurken konuşmayı unuttuğumuz kömürde de ciddi bir dışa bağımlılık var. Bugün Türkiye ürettiği madenlerden daha çok kaliteli kömüre enerji ihtiyacını karşılamak için yatırım yapmaktadır”dedi
EPDK Başkanı Hasan Köktaş EPDK’nın tanıtımını yaparak, Serbest rekabete dayalı bir enerji piyasasının kurulması ve piyasanın işler hale getirilmesi amacıyla kurulduklarını belirtti. EPDK’nın Avrupa Birliği normlarına uyum hedefleri çerçevesinde enerji piyasası reformunun hayata geçirilmesi amacıyla özerk nitelikteki “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu” reformun bir parçası olarak 2001 yılında kurulduğunu söyleyen Köktaş, EPDK olarak görevlerinin; piyasayı ve piyasa oyuncularını izleyip, yönlendirerek denetlemek olduğunu dile getirdi. Hedeflerinin, enerjiyi tüketicilere yeterli düzeyde, kesintisiz, kaliteli ve ekonomik olarak sunmak olduğunu vurgulayan Köktaş, ayrıca sürdürülebilir bir enerji sunum altyapısının kurularak işletilmesinin ve mali açıdan güçlü, istikrarlı ve rekabetçi enerji piyasalarının oluşturulmasının da hedefleri arasında olduğunu kaydetti.
Türkiye’de ne zaman enerji verimliliği konuşulsa ampul aracılığıyla enerji tasarrufu sağlanması konusunun konuşulduğunun altını çizen Köktaş, “a triple plus” konusunun da aynı şekilde dile getirildiğini belirtti. Bunların olmamasını savunmadığının altını da çizen Köktaş, “bu konuştuğumuz enerji verimliliği, verimli kullanmak, tasarruf yapmak, bunlar çok ayrı şeyler. Maalesef verimsizliğin en önemli kısmı, iletim ve dağıtım şebekelerinin teknik kayıplarından kaynaklanıyor. Yani üretilen enerjinin üretildiği yerde tüketilmemesi, çok uzun taşımalarla, networklerle tüketim noktasına iletilmesinden kaynaklanıyor. Parametrik olarak sanayideki verimsizliğin örneğini verdim size; müthiş bir verimsizlik var. Kuşkusuz ampuller ve çamaşır makineleri önemlidir ama genel olarak olaya geniş kapsamda bakmak gerekir diye düşünüyorum” dedi.
“Yerli Katkı Payı” konusuna da değinen Köktaş, konu hakkında yönetmeliğin çıktığını fakat bazı kurum ve kişilerin istediği gibi çıkmadığını belirtti. Yönetmelikte bir yaklaşım farkının olduğunu dile getiren Başkan Köktaş, “Bakanlığımız çıkardığı yönetmelikte, o konuda %100 katkı olması esasını getirdi. Piyasanın görüşü konusunda bireysel paylaştığımı ifade etmek istiyorum. Bir ürün hiçbir yerde yüzde yüz yerli malından üretilmiyor artık. Yani bugün Vestas bile rüzgar türbininin içindeki bir parçayı, bir keçeyi, Vietnam’dan alıyor mesela. Dolayısıyla bu yönetmelik teknik anlamda tam olarak mümkün olmuyor. Biz bu konuyla ilgili gerekli girişimlerde bulunduk. Bakanlığımızla koordinasyon halindeyiz. Bakan bey ve müsteşar beyle bunu ayrıntılı şekilde konuştuk ve bakanlık içersinde yeni bir çalışma yapılıyor. Bunun nasıl cereyan edeceğini bilmiyorum ama şahsi görüşümü belirtmem gerekirse; nispi olması doğru olanıdır. Yani yerli katkı payı kadar o ilave desteğin verilmesi gerekir. Yani yüzde 70 ise 70lik bir ilave 99 ise 99’luk bir katkı payı belirlenmelidir.” diye konuştu.
Lpg’li sistemden %40 daha ucuz olacağı düşünülen CNG sistemi hakkında da açıklama yapan Köktaş, “CNG ile ilgili Ankara, Kayseri ve İstanbul’da yapılan çalışmalara ruhsatlar veriliyor. Şunu da önemle belirtmek isterim ki CNG piyasası Türkiye’de hak ettiği yeri almamış gelişmemiştir. Bu piyasa ciddi şekilde gelişecek. Şu anda yatırımcıların bu alana girmesi tamamen kamu otoritesinin elinde. Dolayısıyla konu tamamen onların perspektifli bakış açısıyla ilgili. Bize müraacat eden ve usulüne göre yapılmış her öneriye olumlu olarak cevap veriyoruz” diye konuştu.
HES konusu kapsamında Doğu Karadeniz’deki santralleri İsraillilerin kapattığı ve rüzgar santrallerini Avrupalıların kapattığı söylentilerine istinaden açıklama yapan Köktaş, bu lisansları veren bir kuruluş olarak herhangi bir İsrail firmasının o bölgede lisans aldığını görmediğini ifade etti. HES’lerde yabancı payının Türkiye’de çok az olduğunu dile getiren Köktaş, “HES’lerin büyük kısmı yerli yatırımcılarımızın elindedir. Rüzgarlarda ise portföy satışı ve Kurumsal satışlar var. Dolayısıyla onda da büyük bir kısmı yerli yatırımcılar oluşturuyor. Ne böyle bir tehlike var, ne de ihtiyaç var. Kaldı ki biz yabancı payını artırmaya çalışıyoruz ama olmuyor.
Kişi başına tüketilen enerji miktarı konusunda sorulan bir soru üzerine cevabını katılımcılarla paylaşan Köktaş, çeşitli parametreler hesap alınarak bunun açıklanabileceğini söyledi. Esas olarak trendin önemini vurgulayan Köktaş, dünya ortalamasına, hedef alınan AB ortalamasına göre nerede olduğumuzun bu konuda belirleyici sorular olduğunu ve hepsinde düşük seviyede olduğumuzu ifade etti. Bugün İspanya’nın 7600 kw saat ortalaması olduğuna dikkat çeken Köktaş şöyle devam etti; “Avrupa Birliği’nin ortalaması 9000 saati geçti şu anda. Baktığımız zaman AB’nin neredeyse 4’te 1’i, Yunanistan’ın yarısı, İspanya’nın 3’te biri yani her halükarda azız biz. AB’nin 1,7’lik bir enerjide büyüme oranı varken, bizim yıllık 8,5. Yani bizim iki yılda kaydettiğimiz büyümeyi onlar 1,7’ye göre hesap ettiğimiz zaman 10 yılda yapıyorlar”
Türkiye’de özellikle güneş ve rüzgar enerjisi kullanımında artış ve bu konuda taleplerin olduğunu vurgulayan Köktaş, ‘‘Büyüyen ekonomimizde enerji sektörü firmalar için iş alanı olmanın yanında onlara ve çalışanlarına bir dünya markası olma yolunu açıyor. Firmalarımız bu fırsatı kaçırmamalı ve bu şekilde bir fırsat insanımıza ve dünyaya hizmet ederek marka olabilir.’’dedi. Enerji üretimi gerçekleştiren firmalarda mühendis bulundurma zorunluluğunun yeni iş alanları ile birlikte mühendislere iş kapısı olacağını müjdeleyen Köktaş, toplantıda yatırımcılarla ilgili lisans ve kaçak lisans alma konusuna da değindi. Konu ile ilgili açıklama yapan Köktaş, lisanların verilirken belli araştırmalar dahilinde verildiği ve son zamanlarda daha sıkı takip ve araştırma ile lisans dağıtımı olduğunu vurguladı. Köktaş, büyük yatırımcıların proje ile uğraşmak yerine satın aldıklarını belirtti.

MMG Yönetim Kurulu Üyelerinden Kadem Ekşi, Turan Koçyiğit, Şenol Aslan, Serkan Cantürk, EPDK Kurul Üyelerinden Fatih Dönmez, Fazıl Şenel, EMİ Harita Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kotil ve İGDAŞ Eski Başkanı Fuat Şengül’ün de katıldığı "Türkiye’nin Enerji Vizyonu" konulu kahvaltılı çalışma toplantısı soru cevap kısmıyla devam ederken, plaket töreni ve hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder