DÜNYA TURİZMİ
YENİ DESTİNASYONLARA DOĞRU BÜYÜYOR
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, TUROB’un 27 Eylül 2012 tarihinde Akgün Otel’de Dünya
Turizm Günü münasebetiyle düzenlenen yemeğine katıldı. Yemekte bir konuşma yapan TUROB
Başkanı Timur Bayındır, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’nun (UNWTO) verilerine
göre Türkiye’nin de içinde olduğu yeni gelişen destinasyonların, hali hazırda pazara hakim olan
gelişmiş destinasyonlara göre daha hızlı büyüdüğünü belirtti.
TUROB Başkanı Timur Bayındır yaptıgı konusmada
Bugün bizim için çok anlamlı bir gün, bildiğiniz gibi 27 Eylül her yıl “Dünya Turizm Günü” olarak
kutlanıyor…
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından ilk kez 1979 yılında kabul edilerek kutlanmaya
başlanan, ülkemizde ise 2002 yılından beri kutlanan “Dünya Turizm Günü” vesilesiyle bugün sizlere
dünyadaki turizm hareketi hakkında kısaca bilgi vermek ve bu bilgiler ışığında Türkiye’nin durumu ile
ilgili öngörülerimi paylaşmak istiyorum.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’nun (UNWTO) verilerine göre, 2011 yılında
ülkeler arası seyahat eden turist sayısı yaklaşık %5 artarak 983 milyon kişiye ulaşmıştır. Bu rakamın
yarısından fazlası Avrupa bölgesinde gerçekleşirken, bu dönemde Arap Baharına bağlı sebeplerle
Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde %10 lara varan düşüşler yaşanmıştır. 2011 yılında turizmin
yarattığı değer ise bir önceki yıla oranla %4 artarak yaklaşık 1,030 milyar dolara ulaşmıştır.
2010 yılında başlayan büyüme trendi, 2012 yılının ilk çeyreğinde de devam etmektedir. Öngörüler,
2012 büyüme oranının % 3-4 civarında olacağını, ülkeler arası seyahat eden turist sayısının da ilk kez
1 milyarı aşacağını göstermektedir.
Son yıllardaki gelişimine bakıldığında turizmin dinamik yapısıyla dünyadaki en büyük ve en hızlı
büyüyen sektörlerden biri olduğu görülmektedir. UNWTO’un bugünden 2030’a varan süreçteki uzun
dönemli öngörüleri ise bize şöyle bir tablo sunmaktadır:
Ülkeler arası seyahat eden turist sayısı 1980’lerden beri neredeyse kesintisiz bir büyüme
içindedir. UNWTO, bu sayının 2030’a kadar her yıl %3,3 civarında artacağını öngörmektedir.
Bunun anlamı her yıl 43 milyon daha fazla turistin seyahat edeceği ve 2030 yılında seyahat
eden toplam turist sayısının 1.8 milyar kişiye ulaşacağıdır.
Son yıllarda ortaya çıkan bir çok yeni destinasyonun, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın
turizmdeki saltanatını tehdit ettiği söylenebilir. Türkiye’nin de içinde olduğu bu yeni
gelişen destinasyonlar, hali hazırda pazara hakim olan gelişmiş destinasyonlara göre daha
hızlı büyümektedir. Yine UNWTO’ın öngörülerine göre, bu büyüme trendi gelecekte de
devam edecektir. 2010 ile 2030 arasında bu yeni gelişen destinasyonların %4.4, gelişmiş
destinasyonların ise %2.2 büyüyeceği öngörülmektedir.
Sonuç olarak yeni gelişen destinasyonların 1980’lerde %30 olan payı 2011’de %47 olmuştur,
2030 da ise %57’ye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu oran, 1 milyar’ın üstündeki turistin bu
bölgeleri ziyaret edeceği anlamına gelmektedir.
Türkiye'miz tarihi, kültürel, sanatsal, estetik, folklorik, ekolojik her türlü zenginliği içinde barındıran
eşsiz bir mozaiktir. Türkiye ve İstanbul artık global anlamda bir turizm markası haline gelmiştir.
Sahip olduğu bu özellikleri ile dünyada yeni gelişen destinasyonlar içinde Türkiye’nin parlayan yıldız
olmaması için hiçbir sebep yoktur.
Hali hazırda başta Bakanlığımız olmak üzere tüm paydaşların gayretli çalışmaları ile yakaladığımız
bu başarının istikrarı ve gelişimi en önemli hedefimizdir. Ülkemiz için bu derece önemli bir
sektörün çalışanları olarak, hepimize büyük sorumluluk düşmektedir. Bu yüzden hizmet kalitemizi,
vizyonumuzu, hedeflerimizi her zaman için uzun vadede başarı getirecek stratejiler üzerine
kurgulamalıyız. Aynı zamanda bireysel ve işletmesel kazanımların ötesinde yeni destinasyonların
kazanımı üzerine de odaklanmalıyız.
İrlandalı ünlü yazar Oscar Wilde “Seyahat insanın ruhunu asilleştirir ve önyargılarını yok eder’’
demiş. Üzerinden 150 yıl geçmiş olsa da ünlü yazar Wilde’nin bu sözlerinin halen güncelliğini
koruduğuna inanıyorum. Turizm sayesinde dünya üzerinde seyahat eden farklı din, dil, ırk ve kültüre
mensup milyonlarca insan, ziyaret ettikleri yerlerde farklı yaşam biçimlerini, kültürleri, gelenekleri
gözlemleyerek, milyonlarca yıl öncesinin medeniyetlerinin izlerini sürebiliyor.
Turizm insanların farklı kültürlerle karşılaşmalarını, böylece farklı yaşam tarzlarının fiziki olarak
yaşayarak bir “deneyime” dönüştürülmelerini sağlamaktadır. Yani turistler artık seyahat ettiği
ülkede gerçek hayata tanık olmak, gittiği yörenin insanıyla tanışmak, onun kültürü hakkında bilgi
sahibi olmak istemektedir.
Bunun için Türkiye’mizin sahip olduğu renkli ve farklı yaşam tarzlarını korumaya, paylaşmaya ve hep
birlikte barış içinde yaşamaya özen göstermeliyiz diyerek konuşmamı sonlandırmak istiyorum.
Bu vesileyle TUROB olarak bizden desteklerini esirgemeyen sponsorlarımız Ecolab, Metro, Boyut
Yayın Grubu, DDF ve Yurtiçi Kargo’ya teşekkür ediyor, bugünkü yemeğimizin ev sahipliğini üstlenen
Akgün Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Vedat Akgün beyefendiye şükranlarımı sunuyorum.
Şimdi konuşmasını yapmak üzere Sayın Bakanımızı sahneye arz ediyorum,
Bakan Etugrul Gunay ın konusmasi
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından ilk kez 1979 yılında kabul edilerek kutlanmaya
başlanan, ülkemizde ise 2002 yılından beri kutlanan “Dünya Turizm Günü” vesilesiyle TUROB üyeleri
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı öğle yemeğinde bir araya geldi.
27 Eylül 2012 tarihinde İstanbul Akgün Otel’de gerçekleşen yemekte konuşan TUROB Başkanı Timur
Bayındır, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’nun (UNWTO) verilerine göre, 2011 yılında
ülkeler arası seyahat eden turist sayısının 983 milyon kişi olduğunu söyledi. 2010 yılında başlayan
büyüme trendinin, 2012 yılının ilk çeyreğinde de devam ettiğini belirten Timur Bayındır, “Öngörüler,
2012 yılında ülkeler arası seyahat eden turist sayısının ilk kez 1 milyarı aşacağını gösteriyor” dedi.
Timur Bayındır, UNWTO’ya göre 2030’a kadar ülkeler arası seyahat eden turist sayısına her yıl 43
milyon daha fazla turistin ekleneceğini ve 2030 yılında seyahat eden toplam turist sayısının 1.8 milyar
kişiye ulaşacağını belirtti.
TUROB Başkanı Timur Bayındır, son yıllarda ortaya çıkan bir çok yeni destinasyonun, Avrupa ve
Kuzey Amerika’nın turizmdeki saltanatını tehdit ettiğini Türkiye’nin de içinde olduğu bu yeni gelişen
destinasyonlar, hali hazırda pazara hakim olan gelişmiş destinasyonlara göre daha hızlı büyüdüğünü
söyledi. “Sonuç olarak yeni gelişen destinasyonların 1980’lerde %30 olan payı 2011’de %47
olmuştur, 2030 da ise %57’ye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu oran, 1 milyar’ın üstündeki
turistin bu bölgeleri ziyaret edeceği anlamına gelmektedir” diyen Bayındır sözlerine şöyle devam
etti. “Türkiye'miz tarihi, kültürel, sanatsal, estetik, folklorik, ekolojik her türlü zenginliği içinde
barındıran eşsiz bir mozaiktir. Türkiye ve İstanbul artık global anlamda bir turizm markası haline
gelmiştir. Sahip olduğu bu özellikleri ile dünyada yeni gelişen destinasyonlar içinde Türkiye’nin
parlayan yıldız olmaması için hiçbir sebep yoktur. Bunun için hizmet kalitemizi, vizyonumuzu,
hedeflerimizi her zaman için uzun vadede başarı getirecek stratejiler üzerine kurgulamalıyız. Aynı
zamanda bireysel ve işletmesel kazanımların ötesinde yeni destinasyonların kazanımı üzerine de
odaklanmalıyız” dedi.
Turizmin insanların farklı kültürlerle karşılaşmaları, böylece farklı yaşam tarzlarını yaşayarak
bir “deneyime” dönüştürülmelerini sağladığını söyleyen Timur Bayındır, “Yani turistler artık seyahat
ettiği ülkede gerçek hayata tanık olmak, gittiği yörenin insanıyla tanışmak, onun kültürü hakkında
bilgi sahibi olmak istemektedir. Bunun için Türkiye’mizin sahip olduğu renkli ve farklı yaşam
tarzlarını korumaya, paylaşmaya ve hep birlikte barış içinde yaşamaya özen göstermeliyiz” diyerek
konuşmasını tamamladı.
Timur Bayındır, konuşmasının sonunda TUROB’un sponsorları Ecolab, Metro, Boyut Yayın Grubu, DDF
ve Yurtiçi Kargo’ya ve öğle yemeğinin ev sahipliğini üstlenen Akgün Hotel Yönetim Kurulu Başkanı
Vedat Akgün’e teşekkür etti.
yilmazparlaryahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder