5.23.2012

İMKB BAŞKANI İBRAHİM TURHAN BASIN TOPLANATISI - YILMAZ PARLAR

İMKB BAŞKANI İBRAHİM TURHAN BASIN TOPLANTISI

Göreve geldikten sonra düzenlediği ilk basın toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile İMKB'nin ekonomiye sağladığı katkıya değindi. Hisseleri İMKB'de işlem gören şirketlerin toplam piyasa kapitalizasyonunun 250 milyar dolar civarında olduğunu bildiren Turhan, 'İMKB, gelişmekte olan ülkeler arasında bu yılın ilk çeyreği itibariyle hisse senetleri piyasalarındaki işlem hacminde 10. sırada' dedi. Turhan, göreve geldikten sonra düzenlediği ilk basın toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile İMKB'nin ekonomiye sağladığı katkıya değindi. Borsa'nın yerine ilişkin açıklamalarda da bulundu. Turhan, şunları kaydetti: ''Borsa'nın burada kalmasının da bazı avantajları var, Ataşehir'de planlanan finans merkezine taşınması da değerlendirilebilir. Bunun, daha geniş çerçevede değerlendirilmesi doğru olur. Şirketleşme sürecinde sanırım buna en doğru, en sağlıklı cevabı vermek mümkün olacak. İMKB'nin şirketleşmesi öncelikle yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle ilişkili. Sermaye Piyasası Kanunu yürürlüğe girer girmez, çok kısa süre içinde çalışmaların tamamlanacağını umut ediyorum. Kanun, Parlamentomuz tatile girmeden yürürlüğe girerse, biz de 2012 yılında inşallah şirketleşmemizi tamamlamış oluruz.'





İMKB Başkanı İbrahim Turhan, göreve geldikten sonra düzenlediği ilk basın toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile İMKB'nin ekonomiye sağladığı katkıya değindi. Hisseleri İMKB'de işlem gören şirketlerin toplam piyasa kapitalizasyonunun 250 milyar dolar civarında olduğunu bildiren Turhan, "İMKB, gelişmekte olan ülkeler arasında bu yılın ilk çeyreği itibariyle hisse senetleri piyasalarındaki işlem hacminde 10. sırada" dedi.
Turhan, göreve geldikten sonra düzenlediği ilk basın toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile İMKB'nin ekonomiye sağladığı katkıya değindi.
Borsa'nın yerine ilişkin açıklamalarda da bulundu. Turhan, şunları kaydetti:
''Borsa'nın burada kalmasının da bazı avantajları var, Ataşehir'de planlanan finans merkezine taşınması da değerlendirilebilir. Bunun, daha geniş çerçevede değerlendirilmesi doğru olur. Şirketleşme sürecinde sanırım buna en doğru, en sağlıklı cevabı vermek mümkün olacak. İMKB'nin şirketleşmesi öncelikle yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle ilişkili. Sermaye Piyasası Kanunu yürürlüğe girer girmez, çok kısa süre içinde çalışmaların tamamlanacağını umut ediyorum. Kanun, Parlamentomuz tatile girmeden yürürlüğe girerse, biz de 2012 yılında inşallah şirketleşmemizi tamamlamış oluruz."

Turhan, Merkez Bankası'nın enflasyonla ilgili taahhütlerini yerine getirebileceğiyle ilgili en ufak bir tereddütü bulunmadığını, enflasyonun orta vadede yüzde 5'e yaklaşmasının sermaye piyasalarının önünü açabilecek önemli bir unsur olduğunu belirtti.
Türkiye'nin şimdiye kadar gerçekleştirdiği büyüme performansı dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde büyümenin daha ılımlı seyretmesini beklemek gerektiğini ifade eden Turhan, bir ekonominin başına gelebilecek en büyük felaketin yüksek enflasyon olduğunu ve Merkez Bankası'nın enflasyonla ilgili taahhütlerini yerine getirebileceğiyle ilgili en ufak bir tereddütünün bulunmadığını vurguladı.

İMKB Başkanı Turhan, enflasyonun orta vadede yüzde 5'e yaklaşmasının sermaye piyasalarının önünü açabilecek önemli bir unsur olduğunu söyledi.

İbrahim Turhan, ''Bugün itibariyle hisseleri İMKB'de işlem gören şirketlerin toplam piyasa kapitalizasyonu 250 milyar dolar civarında. Burada 2010 yılında bunun çok daha üstünde bir rakam görüyoruz. Oradaki farkın en önemli sebebi, Türk parasının değerindeki değişim'' dedi.

Piyasa değeri açısından bakıldığında bu rakamın şu an itibariyle milli gelirin, satın alma gücü ile düzeltilmiş rakamlarla yaklaşık dörtte biri kadar olduğunun altını çizen Turhan, Türkiye, içinde bulunduğu ve mukayese edilebilir ülke gruplarıyla birlikte değerlendirildiğinde söz konusu oranın düşük olduğunu söyledi.



Piyasa değerinin milli gelire oranla düşüklüğünün, aslında kendisini Türk sermaye piyasasıaraçlarının uluslararası platformlardaki etkisi ve etkinliğinde de gösterdiğinin söylenebileceğini ifade eden Turhan, 2010 yılından bugüne kadarki döneme bakıldığında İMKB'nin bu anlamda ekonomiye 9 milyar dolar, yatırımcılara da 15 milyar doların üzerinde katkı, fon sağladığını belirtti.

İMKB 100'ün performansının hem gelişmiş, hem gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında aşağı yukarı her dönemde daha iyi olduğunu vurgulayan Turhan, şöyle devam etti:

''Performansın iyi olması bir yönden iyi. Ama hemen akla şu soruyu getirebilir; acaba bu Türkiye piyasalarının yüksek betasından mı kaynaklanıyor? Beta, menkul kıymetin piyasa ortalamasıyla olan ilişkisini yansıtan bir parametre. Bu, şu demek; piyasa bir birim artarken, siz bir birimden daha fazla artıyorsunuz. Ama piyasa bir birim azalırken de bir birimden daha fazla azalıyorsunuz. İşte bu anlamda İMKB 100 endeksinin hiçbir dönemde piyasanın altına düşmemiş olması olumlu, ama piyasadan çok farklı, piyasanın çok üstünde dalgalanma göstermesi de dikkat edilmesi gereken bir husustur.''

İMKB'de hisse senetleri piyasası, tahvil ve bono piyasası, yabancı menkul kıymetler ve gelişen işletmeler piyasası olmak üzere 4 temel piyasa bulunduğunu hatırlatan Turhan, ''Son 2 yıl 420 milyar doların üzerinde hisse senetleri piyasamızda işlem gerçekleşti. Bu yılın ilk 4 ayındaki performansa baktığımız zaman, 124 milyar dolar gibi bir rakam görüyoruz. Tabii önümüzdeki dönem bunun daha çok artması bizim hedeflerimizden biri'' diye konuştu.

İbrahim Turhan, 250 milyar dolar seviyesindeki piyasa değeri dikkate alındığında işlem hacminin piyasa değerine oranlandığında yaklaşık ikiye yakın bir rakamın görüldüğünün altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu neyi ifade ediyor? İşlem hacmi, aslında piyasanın kaldırabileceği toplam menkul kıymet miktarını yansıtan önemli bir husus. Bu kadar işlem hacmi gerçekleşiyorsa piyasada, o piyasa aslında şu kadarlık bir menkul kıymeti kaldırabilir. Bu oranla, benim bilebildiğim kadarıyla ABD'nin arkasından ikinci sırada geliyoruz. Aslında bizdeki işlem hacmi, piyasa değerine göre son derece yüksek. Dolayısıyla hem toplam milli gelire oranla, hem işlem hacmine oranla sermaye piyasalarımızın yapısına baktığımız zaman, aslında önümüzde çok büyük bir potansiyel olduğunu söylemek rahatlıkla mümkün. Peki bu işlem hacmine göre İMKB'yi sıralayacak olursak nasıl bir durum ortaya çıkıyor? Dünya Borsalar Federasyonu verilerine göre; İMKB, gelişmekte olan ülkeler arasında bu yılın ilk çeyreği itibariyle hisse senetleri piyasalarındaki işlem hacminde 10. sırada. Hisse senedi piyasalarındaki işlem hacmi olarak bakıldığında, gelişmekte olan ülkelerin arasındaki ilk 10'dayız. Ama ne yazık ki hisse senetlerimizin ağırlığı itibariyle, hesaplanan endekslerde aynı performansta değiliz. Aslında bizim işlem hacmimiz dünya endekslerindeki ağırlığa yeteri kadar yansımıyor. Burada bir uyumsuzluk olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu uyumu sağlamanın, bu potansiyeli hayata geçirmenin yolu İMKB'nin diğer borsalarla, pazar yerleriyle daha entegre şekilde çalışmasını sağlamak.''

Borsa'nın uluslararası açıklığında hiçbir sorun olmadığını ifade eden Turhan, ''Çünkü piyasada işlem gören hisse senetlerimizin yüzde 60'dan fazlası, yabancı yatırımcıların elinde. Kriz dönemi boyunca bu oranın çok fazla düşmediğini görüyorsunuz. Bu, aslında küresel yatırımcıların Türk sermaye piyasalarına olan güvenin göstergesi olarak kabul edilebilir'' dedi.

İMKB Başkanı Turhan, tahvil ve bono piyasasındaki işlem hacminin son derece yüksek olduğunun altını çizerek, kesin alım-satım pazarında 2011 yıl sonu itibariyle 300 milyar dolara yaklaşıldığını, nitelikli yatırımcıya ihraç pazarında işlem gören özel kesim menkul kıymetlere bakıldığında ise 2012 yılının Nisan sonu itibariyle 128 milyon dolarlık işlem hacmi olduğunu anlattı.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, Türkiye'deki sermaye piyasalarının ciddi bir konsolidasyona ihtiyacı olduğunu belirterek, ''Bu çerçevede İMKB'nin, VOB'un, İstanbul Altın Borsası'nın ve gelecekte kurulabilecek diğer borsaların ortak bir işlem platformundan, tek bir erişim noktasından, tek bir takas ve saklama sistemi üzerinden ve tek bir düzenleme çerçevesinden yatırımcıya sunulması son derece büyük önem taşır'' dedi.

Halka arzlara değinen Turhan, yılın başından bugüne kadar toplam 17 halka arz yapıldığını, bu halka arzlar sonucunda 300 milyon liralık kaynak sağlandığını söyledi.

Borçlanma araçlarına bakıldığında ise ilk 5 ayda 74 ihraç gerçekleştiğini, bunların tutarının 16 milyar lirayı geçtiğini anlatan Turhan, bunun ağırlıklı olarak kamunun özel sektöre daha fazla mali alan bırakmasının bir sonucu olduğunu kaydetti.

Halka arz potansiyeline işaret eden Turhan, en büyük ve en kurumsal şirketlere bakıldığında ilk bin şirket içinde 127'sinin Borsa'da işlem gördüğünü, ilk 500 içinde sadece 86'sının, ilk 100 içinde de sadece 28'sinin işlem gördüğünü belirtti.

Bunun son derece az olduğunun altını çizen Turhan, bu rakamların önümüzdeki dönemde gerekli adımların atılması halinde büyük bir potansiyelin bulunduğunu gösterdiğini vurguladı.

Yatırımcı seferberliğine de değinen Turhan, katıldığı birçok toplantıda Borsa ile ilgili çok da olumlu olmayan bazı değerlendirmelere şahit olduğunu, bunda geçmiş dönemdeki olumsuz hatıraların etkisinin yanı sıra biraz da yatırımcıların bilinçli yatırımın nasıl yapılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip olmamalarının da etkisinin bulunduğunu ifade etti.

İbrahim Turhan, uluslararası piyasalarda hem borsalar arası hem de organize piyasalar dışındaki piyasalardan kaynaklanan çok güçlü rekabet baskısının söz konusu olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

''Borsalar bütün dünyada bu yüksek rekabet baskısıyla karşı karşıya. Yüksek rekabet baskısı, borsaların şirketleşmesi sürecinin, ondan sonra da borsalar arası birleşmeleri ve konsolidasyon sürecini sürükleyen en önemli dinamiklerden bir tanesi. Krizin yarattığı farklılıklar, piyasa algısıyla ilgili birtakım değişiklikler var, bir taraftan da uluslararası düzenleyici ve denetleyici otoritelerin ortaya çıkması söz konusu. Öte yandan elektronik ticaretin sınırlar ötesinde çeşitlendirilmiş varlık türlerine yatırım imkanının, alternatif likidite olanaklarına olan yüksek talebin, karmaşık alışveriş yöntemlerinin şekillendirdiği bir yapı içinde faaliyet göstermeye çalışıyoruz.''

Dünyadaki gelişmeler izlendiğinde, Türkiye'deki sermaye piyasalarının ciddi bir konsolidasyona ihtiyacı olduğunun altını çizen Turhan, ''Bu çerçevede İMKB'nin, VOB'un, İstanbul Altın Borsası'nın ve gelecekte kurulabilecek diğer borsaların ortak bir işlem platformunda, tek bir erişim noktasından, tek bir takas ve saklama sistemi üzerinden ve tek bir düzenleme çerçevesinden yatırımcıya sunulması son derece büyük önem taşır'' şeklinde konuştu.

Bu konuda karar verici durumda olmadıklarını ifade eden Turhan, ''Fakat bu konuda doğruları söylemek tabii ki bizim görevimiz'' dedi.

İMKB Başkanı Turhan, bu ortak platformun aynı zamanda Türkiye'nin bölgesindeki diğer borsalarla entegrasyonunu, piyasa ilişkisini sağlaması, karşılıklı menkul kıymetlerin birbiriyle kotasyonuna imkan sağlamasını mümkün kılarak İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin hayata geçirilmesini sağlayacak en önemli husus olduğunu söyledi.

İbrahim Turhan, ''İstanbul bir finans merkezi olacaksa, Borsamızın bölgenin merkez borsası olması son derece önemli. Bunu yapabilmek için de bu vizyonu hayata geçirmemiz çok büyük destek sağlayacaktır'' diye konuştu.

Bu konudaki dünya uygulamalarına işaret eden Turhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Önümüzde bir sürecimiz var. İlk sürecimiz şirketleşme, yatay ve dikey entegrasyon ile sonunda halka arza gidiyor. Bu yol haritasında İstanbul Borsası'nın değerinin olabildiğince yükseltilebilmesi, sermaye piyasalarımızın, şirketlerimizin, yatırımcılarımızın, kamunun faydasının olabildiğince artırılabilmesi açısından bu büyük önem taşıyor. Bu yatay ve dikey entegrasyonun sağlanması ve sağlanmaması arasında yaklaşık bire dörtlük fark olacağını söyleyebilirim, sadece Borsa'nın değeriyle ilgili... Borsa'nın görülmeyen, hesaplanamayan etkilerini dikkate alırsanız, Türkiye'nin asla tolere edemeyeceği bir durumla karşı karşıya kalabileceğimizi söyleyebilirim. 'Yatay ve dikey entegrasyonu yapmazsak ne olur?' sorusunu bile sormaya bizim tahammülümüzün olmadığını düşünüyorum.''

Turhan, bu çerçevede yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle beraber şirketleştirme sürecinin süratle tamamlanacağını, bu arada sermaye piyasalarında faaliyet gösteren diğer kuruluşlarla yatay ve dikey entegrasyonun sağlanacağını, diğer çalışmaların sağlayacağı sinerjiyle halka arz aşamasına gelmeden İMKB'nin değerini en üst değerine çıkarabileceklerini umduklarını vurguladı.

İMKB'nin piyasa değerinin milli gelire oranla yüzde 80 seviyesine ulaşmasını hedeflediklerini belirten Turhan, ''Önümüzdeki dönemde özellikle 2023 vizyonuyla da uyumlu olarak baktığımızda, 1 trilyon 225 milyar dolarlık milli gelir düşünecek olursak, 1 trilyon dolarlık piyasa değerini hedeflemek zorundayız. Bunu sağlamak için önümüzdeki 5 yıllık dönem içinde en az bin şirketin İMKB'de işlem görmesini amaçlıyoruz. İstanbul Borsası, İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin belkemiğidir, en önemli unsurudur'' diye konuştu.

İMKB'nin uluslararası düzeydeki çalışmalarına da değinen Turhan, yapılan bir protokolle İMKB ve Kore Borsası arasında piyasa bağlantısı sağlanacağını ve bununla birlikte hisse senetlerinin karşılıklı alınıp satılmasının mümkün hale geleceğini belirtti.

Ortak bir borsa yatırım fonu gerçekleştirilmesinin de planlandığını anlatan Turhan, ''Asya borsaları likidite yönünden dünyanın lokomotifi... Bizim o piyasalara bu şekilde ulaşmamız son derece önemli olacak'' dedi.

Viyana Borsası ile de yakında ortak bir endeks hazırlayacaklarını kaydeden Turhan, endeksin İMKB hisse senetlerinden oluşacağını, hesaplamayı onların yapacağını, hem Viyana Borsası'nda hem de Viyana Borsası'nın etkili olduğu Budapeşte, Prag gibi piyasalarda bu endeks üzerinden oluşturulacak menkul kıymetlerin işlem göreceğini söyledi.

Turhan, ayrıca Cuma günü çok önemli bir ev sahipliği yaptıklarını, Suudi Arabistan Borsası yöneticileri ve teknik düzeyde çalışanlarından oluşan grubu Borsa'da ağırladıklarını, önümüzdeki dönemde işbirliği yönünde önemli adımlar atılacağını belirtti.


Russell 20-20 Association adlı finans kulüp ile Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın gerişimiyle temas sağlandığını ifade eden Turhan, ''Kulüp 37 yatırımcıdan oluşuyor. Yönettikleri toplam fon miktarı 9,5 trilyon dolar. Bu yıl sonbaharda Russell 20-20 Grubu'nu İstanbul ve Ankara'da misafir edeceğiz. Gelip Türkiye'de toplantı yapacaklar ve burada şirketlerimizle temas sağlayacaklar. Sayın Başbakan Yardımcımızın talimatıyla, Türkiye sadece İstanbul ve Ankara'dan ibaret değil, hem onlara vizyon sağlansın, hem Türkiye'nin tanıtımına daha etkili katkı olsun diye bu yatırımcı grubunu Gaziantep'e de götürmeyi planlıyoruz'' şeklinde konuştu.

İMKB'nin önümüzdeki dönem gerçekleştireceği faaliyetleri de anlatan Turhan, Eylül 2012'de Asya Borsaları Zirvesi'ni yapmayı planladıklarını, yine Eylül ayında İslam Konferansı Teşkilatı'na üye ülke borsalarının 6. Forum Toplantısı'nın İstanbul'da yapılacağını, aynı tarihlerde İstanbul Finans Zirvesi'nin de gerçekleştirileceğini kaydetti.


Turhan, Merkez Bankası'nın enflasyonla ilgili taahhütlerini yerine getirebileceğiyle ilgili en ufak bir tereddütü bulunmadığını, enflasyonun orta vadede yüzde 5'e yaklaşmasının sermaye piyasalarının önünü açabilecek önemli bir unsur olduğunu belirtti. Türkiye'nin şimdiye kadar gerçekleştirdiği büyüme performansı dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde büyümenin daha ılımlı seyretmesini beklemek gerektiğini ifade eden Turhan, bir ekonominin başına gelebilecek en büyük felaketin yüksek enflasyon olduğunu ve Merkez Bankası'nın enflasyonla ilgili taahhütlerini yerine getirebileceğiyle ilgili en ufak bir tereddütünün bulunmadığını vurguladı. İMKB Başkanı Turhan, enflasyonun orta vadede yüzde 5'e yaklaşmasının sermaye piyasalarının önünü açabilecek önemli bir unsur olduğunu söyledi. İbrahim Turhan, ''Bugün itibariyle hisseleri İMKB'de işlem gören şirketlerin toplam piyasa kapitalizasyonu 250 milyar dolar civarında. Burada 2010 yılında bunun çok daha üstünde bir rakam görüyoruz. Oradaki farkın en önemli sebebi, Türk parasının değerindeki değişim'' dedi. Piyasa değeri açısından bakıldığında bu rakamın şu an itibariyle milli gelirin, satın alma gücü ile düzeltilmiş rakamlarla yaklaşık dörtte biri kadar olduğunun altını çizen Turhan, Türkiye, içinde bulunduğu ve mukayese edilebilir ülke gruplarıyla birlikte değerlendirildiğinde söz konusu oranın düşük olduğunu söyledi.

yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder